Hayatının en iyi yatırımlarını yap

2 €'dan başlayarak güvence altına alın
Analyse
Profil
🇲🇽

Meksika İşsizlik Oranı

Hisse Senedi Fiyatı

2,6 %
Değişim +/-
+0,3 %
Yüzde Değişim
+12,24 %

Meksikadeki mevcut İşsizlik Oranı değeri 2,6 %. Meksikadeki İşsizlik Oranı, 01.03.2024 tarihinde 2,3 % olduktan sonra, 01.04.2024 tarihinde 2,6 %'ye yükseldi. 01.05.1994 ile 01.05.2024 arasında, Meksikadeki ortalama GSYİH 3,72 % idi. Tüm zamanların en yüksek seviyesi 01.09.2009 tarihinde 6,42 % olarak kaydedilirken, en düşük değer 01.03.1997 tarihinde 2,22 % olarak kaydedildi.

Kaynak: Instituto Nacional de Estadística y Geografía (INEGI)

İşsizlik Oranı

  • 3 Yıl

  • 5 Yıl

  • 10 Yıl

  • 25 Yıl

  • Max

İşsizlik oranı

İşsizlik Oranı Tarihçe

TarihDeğer
01.04.20242,6 %
01.03.20242,3 %
01.02.20242,5 %
01.01.20242,9 %
01.12.20232,6 %
01.11.20232,7 %
01.10.20232,8 %
01.09.20232,9 %
01.08.20233 %
01.07.20233,1 %
1
2
3
4
5
...
36

İşsizlik Oranı ile Benzer Makro Göstergeleri

AdıGüncelÖncekiFrekans
🇲🇽
Alım oranı
60,5 %60,477 %Aylık
🇲🇽
Asgari ücretler
248,93 MXN/Day248,93 MXN/DayAylık
🇲🇽
Çalışanlar
59,327 Milyon. 59,121 Milyon. Çeyrek
🇲🇽
Emeklilik Yaşı Erkekler
65 Years65 YearsYıllık
🇲🇽
İmalattaki Ücretler
4,3 USD/Hour4,5 USD/HourAylık
🇲🇽
İşgücü maliyetleri
140,2 points147,5 pointsAylık
🇲🇽
İşsiz Kişiler
1,542 Milyon. 1,639 Milyon. Çeyrek
🇲🇽
İstihdam oranı
97 %97,07 %Aylık
🇲🇽
Kadınlar için Emeklilik Yaşı
65 Years65 YearsYıllık
🇲🇽
Maaşlar
581,57 MXN/Day587,46 MXN/DayAylık
🇲🇽
Nüfus
128,455 Milyon. 127,504 Milyon. Yıllık
🇲🇽
Verimlilik
102,5 points99,5 pointsAylık

Meksika'da işsizlik oranı, iş gücünün yüzdesi olarak aktif olarak iş arayan kişilerin sayısını ölçer.

İşsizlik Oranı nedir?

İşsizlik Oranı: Türkiye’nin Makroekonomik Görünümü İşsizlik oranı, bir ülkenin ekonomik sağlığını değerlendirmek için kullanılan en kritik makroekonomik göstergelerden biridir. Eulerpool olarak, ekonomik verileri en doğru ve detaylı şekilde sunmayı misyon edinmiş durumdayız. Bu doğrultuda, işsizlik oranının ne olduğunu, nasıl hesaplandığını, ekonomik anlamda ne ifade ettiğini ve Türkiye özelinde bu oranın nasıl yorumlanabileceğini ele alacağız. İşsizlik oranı, bir ekonomide iş gücünün ne kadarının işsiz olduğunu gösteren bir ölçüttür. İş gücü, çalışanlar ve iş arayanlardan oluştuğundan, işsizlik oranı hesaplanırken işsiz sayısı toplam iş gücüne bölünür ve yüzdelik olarak ifade edilir. Örneğin, bir ülkede 10 milyon insan çalışıyorsa ve 1 milyon insan işsizse, işsizlik oranı %10 olarak belirlenir. İşsizlik oranı, birçok farklı faktörün etkisi altında değişebilir ve bu faktörlerin analiz edilmesi ekonomistler ve politika yapıcılar için büyük önem taşır. Örneğin, ekonomik durgunluk dönemlerinde işsizlik oranları genellikle artar çünkü işletmeler maliyetlerini düşürmek amacıyla işçi çıkarmalara gitmek zorunda kalır. Tersine, ekonomik büyüme dönemlerinde yeni iş fırsatları yaratıldığından işsizlik oranları düşebilir. Türkiye’de işsizlik oranı, her ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilerle takip edilir. TÜİK, bu oranı belirlemek için hanehalkı işgücü anketleri düzenler. Bu anketlerde, iş gücünde bulunan ve çalışmak isteyen, ancak iş bulamayan kişilerin sayısı tespit edilir. TÜİK'in verileri oldukça kapsamlı olup, işsizlik oranının bölgesel, yaş ve cinsiyet bazında da analizine imkan tanır. Türkiye’de işsizlik oranları tarihsel olarak dalgalı bir seyir izlemiştir. Örneğin, 2008 küresel ekonomik kriz dönemi ve sonrasında işsizlik oranları ciddi artışlar göstermiştir. Son yıllarda da ekonomideki belirsizlikler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar gibi çeşitli faktörler işsizlik üzerinde etkili olmuştur. İşsizlik oranının yüksek olması, yalnızca bireyler ve aileler için değil, aynı zamanda genel ekonomi için de olumsuz sonuçlar doğurur. İşsizliğin yüksek olduğu dönemlerde tüketici harcamaları genellikle azalır, bu da işletmelerin gelirlerinde düşüşe yol açar. Ayrıca işsizlik, sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki baskıyı artırır ve kamu harcamalarının artmasına neden olarak devlet bütçesi üzerinde ek yük oluşturur. Bunun yanında, yüksek işsizlik oranları sosyal huzursuzluklara ve suç oranlarında artışa da neden olabilir. Türkiye’de işsizlik oranlarının düşürülmesi için çeşitli politikalar uygulanmaktadır. İşsizlik sigortası, kamu istihdam projeleri, mesleki eğitim programları ve teşvik yasaları bu politikaların başında gelir. Özellikle genç işsizlik oranının yüksek olduğu Türkiye’de, gençlerin iş gücüne katılımını artırmak ve nitelikli iş gücünü desteklemek amacıyla mesleki eğitim ve staj programları öne çıkmaktadır. Şüphesiz ki, işsizlik oranını düşürmek kolay bir iş değildir ve uzun vadeli, istikrarlı büyüme ve yapısal reformlar gerektirir. Bu bağlamda, eğitim sisteminin ekonomik ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden yapılandırılması, inovasyon ve teknolojik gelişmelerin teşvik edilmesi, iş dünyasında esnekliğin artırılması gibi adımlarla iş gücünün verimliliği artırılabilir. Türkiye’de işsizlik oranının analizi yapılırken, uzun vadeli eğilimler kadar kısa vadeli değişimlere de dikkat etmek gerekir. Örneğin, tarım sektöründe mevsimsel işsizlik gibi faktörler dönemlik dalgalanmalara neden olabilir. Mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranları, bu tür dalgalanmaları hesaba katarak daha istikrarlı bir değerlendirme sağlayabilir. Sonuç olarak, işsizlik oranı bir ülkenin ekonomik sağlığını ortaya koyan önemli bir göstergedir ve aynı zamanda sosyal politikaların şekillendirilmesinde kritik bir rol oynar. Eulerpool olarak, işsizlik oranının kapsamlı bir analizini sunarak, Türkiye ekonomisi hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmanızı hedefliyoruz. Bu verilerin doğru yorumlanması, ekonomik karar alma süreçlerinde ve politika geliştirme aşamalarında büyük fark yaratabilir. Eulerpool, kullanıcılarına en güncel ve doğru makroekonomik verileri sunarken, ekonomik analiz ve değerlendirmelerde güvenilir bir kaynak olmayı amaçlamaktadır. Türkiye’de işsizlik oranı verilerini takip etmek ve bu verileri anlamlandırmak, ekonomik açıdan daha bilinçli ve stratejik kararlar almanızı sağlayabilir. İşsizlik oranının nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm yollarını anlamak, ekonomik sürdürülebilirlik ve toplumsal refah açısından da büyük önem taşır.