Hayatının en iyi yatırımlarını yap

2 €'dan başlayarak güvence altına alın
Analyse
Profil
🇫🇷

Fransa İthalatlar

Hisse Senedi Fiyatı

55,508 Milyar EUR
Değişim +/-
-1,958 Milyar EUR
Yüzde Değişim
-3,47 %

Mevcut İthalatlar değeri Fransa'de 55,508 Milyar EUR’dir. İthalatlar, Fransa'de 01.06.2024 tarihinde 57,466 Milyar EUR iken 01.07.2024 tarihinde 55,508 Milyar EUR'ye düştü. 01.01.1970 ile 01.08.2024 arasında ortalama GSYİH, Fransa'de 23,90 Milyar EUR’dir. Tüm zamanların en yüksek değeri 01.09.2022 tarihinde 69,70 Milyar EUR ile ulaşıldı, en düşük değer ise 01.05.1970 tarihinde 1,15 Milyar EUR olarak kaydedildi.

Kaynak: Ministère de l'Économie et des Finances

İthalatlar

  • 3 Yıl

  • 5 Yıl

  • 10 Yıl

  • 25 Yıl

  • Max

İthalatlar

İthalatlar Tarihçe

TarihDeğer
01.07.202455,508 Milyar EUR
01.06.202457,466 Milyar EUR
01.05.202457,582 Milyar EUR
01.04.202458,445 Milyar EUR
01.03.202457,222 Milyar EUR
01.02.202456,153 Milyar EUR
01.01.202455,813 Milyar EUR
01.12.202356,662 Milyar EUR
01.11.202355,594 Milyar EUR
01.10.202358,433 Milyar EUR
1
2
3
4
5
...
66

İthalatlar ile Benzer Makro Göstergeleri

AdıGüncelÖncekiFrekans
🇫🇷
Altın rezervleri
2.436,97 Tonnes2.436,91 TonnesÇeyrek
🇫🇷
Cari Hesap
-641 Milyon. EUR34 EURAylık
🇫🇷
Cari Hesap GSYİH'ya
-1 % of GDP-1,2 % of GDPYıllık
🇫🇷
Doğalgaz İthalatı
125.261,046 Terajoule146.449,744 TerajouleAylık
🇫🇷
Havale işlemleri
27 Milyon. EUR27 Milyon. EURAylık
🇫🇷
İhracatlar
51,181 Milyar EUR52,112 Milyar EURAylık
🇫🇷
Sermaye Akışları
10,031 Milyar EUR-13,159 Milyar EURAylık
🇫🇷
Silah satışları
2,012 Milyar SIPRI TIV3,268 Milyar SIPRI TIVYıllık
🇫🇷
Terörizm Endeksi
2,647 Points4,419 PointsYıllık
🇫🇷
Ticaret Dengesi
-7,371 Milyar EUR-6,042 Milyar EURAylık
🇫🇷
Turist Gelişleri
4,713 Milyon. 4,503 Milyon. Aylık
🇫🇷
Turizm gelirleri
8,23 Milyar EUR8,089 Milyar EURAylık
🇫🇷
Yabancı Doğrudan Yatırımlar
199 Milyon. EUR994 Milyon. EURAylık
🇫🇷
Yurt Dışı Borçlarının GSYİH'ye Oranı
110 % of GDP113 % of GDPÇeyrek
🇫🇷
Yurtdışı Borçlanma
6,916 Bio. EUR7,004 Bio. EURÇeyrek

Fransa'nın ithalatları ağırlıklı olarak mekanik ekipmanlar, elektronik ve bilgisayar ekipmanları (%21 toplam ithalat); ulaştırma ekipmanları (%19), bunların içinde havacılık sektörü (%11) ve otomobil endüstrisi (%7); kimyasallar, parfümler, kozmetikler (%8); gıda sanayi ürünleri (%8); metalürji ve metal ürünleri (%7); doğal hidrokarbonlar, diğer madencilik ürünleri, elektrik (%7); tekstil, deri (%7); mücevher, oyuncak, mobilya (%5); ilaçlar (%5); ve kauçuk ve plastik ürünler, çeşitli mineral ürünler (%5) olarak sıralanmaktadır. Başlıca ithalat ortakları arasında Almanya (%16 toplam ithalat), Çin (%9), İtalya (%8), Belçika (%7), ABD ve İspanya (her biri %6), Birleşik Krallık ve Hollanda (her biri %5) yer almaktadır.

İthalatlar nedir?

**İthalat: Küresel Ekonomideki Rolü ve Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri** İthalat, bir ülkenin ekonomik canlılığı ve refahı üzerinde büyük bir etki yaratır. Bir ülke, kendi ihtiyaçlarını yerel kaynaklarla karşılayamadığında veya daha uygun maliyetlerle yurtdışından temin edebileceğinde, ithalat yoluna başvurur. Bu süreç, küresel ticaretin ve ekonomik globalleşmenin temel taşlarından biridir. Eulerpool'da, makro ekonomik verileri derinlemesine analiz ederken, ithalatın bir ülkenin ekonomisindeki kritik rolünü anlamak esastır. İthalat, yalnızca malların yurtiçine getirilmesinden ibaret değildir; aynı zamanda hizmetlerin, teknolojinin ve bilginin de ulusal sınırlar ötesine taşınması anlamına gelir. Bir ülkenin ithalat yapmasının başlıca sebeplerinden biri, belirli ürün veya hizmetlerin yurtiçinde üretilememesi ya da yurtdışında daha kalitesi yüksek veya daha ucuz olmasıdır. Örneğin, Türkiye'nin petrol, doğalgaz ve bazı endüstriyel hammaddeler gibi kritik kaynaklarını büyük ölçüde ithal etmesi gerekir. Enerji ithalatı, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamak için gereklidir ve bu, ülkenin ekonomik büyümesi ve sanayileşmesi için temel bir faktördür. İthalatın makroekonomik etkileri, ticaret dengesi, döviz kurları, istihdam ve enflasyon gibi kilit ekonomik göstergeler üzerinde kendini gösterir. Ticaret dengesi, bir ülkenin ithalat ve ihracat arasındaki farkı belirler. İthalatın ihracattan fazla olduğu bir durumda, ülke ticaret açığı verir ve bu durum uzun vadede sürdürülebilir olmayabilir, zira döviz rezervlerinin azalmasına neden olabilir. Döviz kurları üzerindeki etkileri ise daha karmaşıktır; aşırı ithalat döviz talebini artırarak yerel para biriminin değer kaybetmesine neden olabilir. Eğer ithalat, üretim sürecinde kullanılacak ara mallar ve hammaddeler gibi ürünleri kapsıyorsa, bu durum üretkenliği ve verimliliği artırabilir. Ancak, tüketim mallarının ithalatı yerel ürünlerle rekabete girerek yerli üreticileri zor durumda bırakabilir. Bu durum, uzun vadede yerli sanayinin gelişimini yavaşlatabilir ve işsizliğin artmasına sebep olabilir. Türkiye özelinde baktığımızda, ithalatın ekonomi üzerindeki etkisini anlamak için belirli sektörlere dikkatlice bakmak gerekir. Türkiye, otomotiv, tekstil, elektronik ve beyaz eşya gibi birçok sektörde önemli bir üretim kapasitesine sahiptir. Bu sektörlerin büyük bir kısmı, üretim süreçlerinde ithal edilen ara mallarına büyük ölçüde bağımlıdır. Örneğin, otomotiv sektörü, yüksek kalitede çelik ve elektronik bileşenler gibi ara mallarını ithal eder. Bu malzemelerin yurtdışından temin edilmesi, yerli üreticilerin dünya pazarında rekabetçi olabilmeleri için hayati öneme sahiptir. Türkiye'nin ithalat portföyü, büyük ölçüde enerji kaynakları ve sanayi mallarına dayanmaktadır. Enerji ithalatı, Türkiye'nin toplam ithalatının önemli bir kısmını oluşturur ve bu durum, döviz rezervleri üzerindeki baskıyı artırır. Enerji fiyatlarının uluslararası piyasalarda dalgalanması, Türkiye ekonomisi üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Yüksek enerji maliyetleri, üretim maliyetlerini artırarak enflasyona yol açabilir. Bu durum, Türkiye'nin büyüme potansiyelini sınırlayabilir ve dış ticaret açığını genişletebilir. İthalatın enflasyon üzerindeki etkisi karmaşıktır. Döviz kuru ile ithalat fiyatları arasındaki ilişki, yerel fiyat seviyesi üzerinde doğrudan etkilidir. Döviz kurunun değer kaybetmesi, ithalat maliyetlerinin artmasına ve dolayısıyla genel fiyat seviyesinin yükselmesine neden olabilir. Bu durum, ithal girdi maliyetlerini artırarak, yerli üreticilerin maliyetlerini etkileyecek ve bu da nihai ürün fiyatlarına yansıyacaktır. Enflasyonist baskılar, merkez bankasının para politikalarını sıkılaştırmasına neden olabilir ve bu da ekonomik büyüme üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Türkiye'nin ithalat yapısının bir diğer önemli yönü de, teknoloji ithalatıdır. Yüksek teknoloji ürünlerinin ithalatı, yerli üretim kapasitesini ve verimliliği artırmak için kritik öneme sahiptir. Teknolojik gelişmeler, üretim süreçlerinde verimliliği artırarak maliyetleri düşürebilir ve rekabet gücünü artırabilir. Ancak, teknoloji ithalatı ile ilgili olarak dikkate alınması gereken bir diğer önemli nokta, fikri mülkiyet hakları ve lisans anlaşmalarıdır. Bu anlaşmalar, yerli üreticilerin inovasyon kapasitesini sınırlayabilir ve bağımlılığı artırabilir. İthalatın bir ülkenin ekonomik stratejileri üzerindeki etkisi, hükümet politikaları ve ticaret anlaşmaları ile de şekillenir. Türkiye, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşması kapsamında birçok ürünü gümrüksüz olarak ithal edebilmekte ve bu durum, ticaret hacmini artırmaktadır. Ancak, bu tür ticaret anlaşmaları, yerli üreticiler üzerinde rekabet baskısı yaratabilir ve korumacı politikaların tasarlanmasını gerektirebilir. Türkiye'nin serbest ticaret anlaşmaları ve ikili ticaret anlaşmaları, ithalatı kolaylaştırırken aynı zamanda yerli sanayinin gelişimine yönelik politikaların da düzenlenmesini gerektirir. Sonuç olarak, ithalat, küresel ekonomik entegrasyonun vazgeçilmez bir parçasıdır ve bir ülkenin ekonomik yapısının şekillenmesinde kritik bir rol oynar. Türkiye'nin ithalat yapısı, hem fırsatlar hem de riskler barındırmaktadır. İthalatın ekonomik etkilerini yönetmek için dengeli bir ticaret politikası ve stratejik planlama gerekmektedir. Eulerpool olarak, makro ekonomik verilerin doğru ve kapsamlı bir şekilde analiz edilmesi, bu tür ekonomik süreçlerin daha iyi anlaşılmasını ve daha etkili stratejilerin geliştirilmesini sağlayabilir. İthalatın makroekonomik dinamiklerini anlamak, Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir adımdır.