Hayatının en iyi yatırımlarını yap

2 €'dan başlayarak güvence altına alın
Analyse
Profil
🇧🇮

Burundi Dış Borç

Hisse Senedi Fiyatı

1,839 Bio. BIF
Değişim +/-
-1,248 Milyar BIF
Yüzde Değişim
-0,07 %

Burundi'deki mevcut Dış Borç değeri 1,839 Bio. BIF dir. Burundi'deki Dış Borç, 01.01.2024 tarihinde 1,84 Bio. BIF iken, 01.02.2024 tarihinde 1,839 Bio. BIF'ye düştü. 01.01.2005 ile 01.03.2024 arasında, Burundi'deki ortalama GSYİH 1,01 Bio. BIF idi. Tüm zamanların en yüksek değeri 01.03.2024 tarihinde 1,85 Bio. BIF ile ulaşıldı, en düşük değer ise 01.01.2011 tarihinde 413,84 Milyar BIF ile kaydedildi.

Kaynak: Bank of Burundi

Dış Borç

  • 3 Yıl

  • 5 Yıl

  • 10 Yıl

  • 25 Yıl

  • Max

Yurtdışı Borçlanma

Dış Borç Tarihçe

TarihDeğer
01.02.20241,839 Bio. BIF
01.01.20241,84 Bio. BIF
01.12.20231,835 Bio. BIF
01.11.20231,829 Bio. BIF
01.10.20231,823 Bio. BIF
01.09.20231,807 Bio. BIF
01.08.20231,813 Bio. BIF
01.07.20231,825 Bio. BIF
01.06.20231,813 Bio. BIF
01.05.20231,738 Bio. BIF
1
2
3
4
5
...
23

Dış Borç ile Benzer Makro Göstergeleri

AdıGüncelÖncekiFrekans
🇧🇮
Altın rezervleri
0,03 Tonnes0,03 TonnesÇeyrek
🇧🇮
Cari Hesap
-1,407 Milyar USD-622,2 Milyon. USDYıllık
🇧🇮
Cari Hesap GSYİH'ya
-13,4 % of GDP-11 % of GDPYıllık
🇧🇮
İhracatlar
32,074 Milyar BIF33,851 Milyar BIFAylık
🇧🇮
İthalatlar
223,618 Milyar BIF262,873 Milyar BIFAylık
🇧🇮
Terörizm Endeksi
2,434 Points4,051 PointsYıllık
🇧🇮
Ticaret Dengesi
-189,767 Milyar BIF-229,494 Milyar BIFAylık
🇧🇮
Ticaret Koşulları
135,11 points118,28 pointsÇeyrek

Dış Borç nedir?

Dış Borç: Türkiye Ekonomisinin Makroekonomik Dinamikleri Üzerindeki Etkisi Dış borç, bir ülkenin yabancı kredi verenlerden aldığı borçları ve bunların geri ödeme yükümlülüklerini ifade eder. Bu kavram, küreselleşmiş ekonomik sistemde büyük önem taşır ve Türkiye'nin makroekonomik dinamiklerini anlamak için hayati bir bileşendir. Eulerpool olarak, dış borcun Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini anlamanızı ve buna göre stratejik kararlar almanızı kolaylaştırmak amacıyla bu kritik bilgileri sunuyoruz. Dış borcun tanımı ve kapsamı, mikro ekonomik analizlerle karıştırılmaması gereken bir konudur. Dış borç, genel olarak kamu sektörü ve özel sektör tarafından alınan dış kredilerin toplamını ifade eder. Kamu sektörü borçları genellikle uluslararası finans kuruluşlarından, yabancı devletlerden veya uluslararası tahvil piyasalarından alınır. Özel sektör borçları ise genellikle özel bankalar ve uluslararası yatırımcılar tarafından sağlanır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin dış borçlanmaya yönelmesinin çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Bu sebepler arasında, sermaye açığının doldurulması, altyapı yatırımlarının finansmanı, cari açıkların kapatılması ve ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi için gerekli olan kaynakların sağlanması yer alır. Ancak, dış borçlanmanın artırılması, doğru yönetilmediği takdirde çeşitli ekonomik riskler doğurabilir. Örneğin, yüksek dış borç, ülkenin döviz rezervlerini olumsuz etkileyebilir ve döviz kuru üzerinde baskı oluşturarak yerel para biriminin değer kaybetmesine yol açabilir. Dış borcun geri ödeme yükümlülüklerinin artması, kamu maliyesi üzerinde bir yük oluşturabilir ve bütçe dengelerini bozabilir. Aynı zamanda, özel sektörün yüksek borçluluk seviyesi, finansal istikrarı tehdit edebilir ve bankacılık sistemi üzerinde riskler yaratabilir. Türkiye ekonomisinde dış borcun tarihi sürecine baktığımızda, 1980'li yıllar itibariyle yoğun bir dış borçlanma sürecinin başladığını görebiliriz. Bu süreç, 2001 ekonomik krizi ve 2008 küresel finansal kriz gibi dönüm noktalarında belirgin şekilde artış göstermiştir. Son yıllarda ise, özellikle 2018’de yaşanan döviz krizinin ardından, dış borcun sürdürülebilirliği ve yönetimi konusunda daha temkinli bir yaklaşım benimsenmiştir. Dış borcun Türkiye ekonomisine etkilerini daha detaylı incelerken, birkaç ana başlık öne çıkmaktadır. İlk olarak, dış borcun GSYİH'ya oranı (Dış Borç/GDP oranı) önemli bir göstergedir. Bu oran, borcun ekonominin büyüme kapasitesine oranla ne kadar büyük olduğunu gösterir. Türkiye’de bu oran, son yıllarda artış eğiliminde olup risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Bir diğer önemli gösterge, dış borcun vadesine göre dağılımıdır. Kısa vadeli borçların yüksek olması, likidite riskini artırır ve ülkenin dış şoklara karşı kırılganlığını yükseltir. Türkiye’de kısa vadeli borçların toplam borç içindeki payı dikkate alındığında, bu durumun hem kamu sektörü hem de özel sektör açısından dikkatle yönetilmesi gereken bir alan olduğu görülmektedir. Dış borcun faiz oranları ve geri ödeme koşulları da borç sürdürülebilirliği açısından kritik rol oynar. Yüksek faiz oranları ve sıkı geri ödeme şartları, borç yönetimini zorlaştırır ve ülke ekonomisinin üzerindeki baskıyı artırır. Türkiye’nin dış borcunun büyük bir kısmı döviz cinsinden olup, döviz kurlarındaki dalgalanmalar borcun maliyetini etkileyen önemli bir faktördür. Makroekonomik veriler ışığında dış borcun Türkiye ekonomisine etkilerini analiz ederken, döviz cinsinden borcun yüksek olması nedeniyle döviz kuru politikalarının önemi de vurgulanmalıdır. Döviz kurlarındaki ani değişimler, borcun geri ödenebilirliğini sıkıntıya sokabilir ve ekonomik istikrarı tehdit edebilir. Döviz kuru dalgalanmaları aynı zamanda enflasyon üzerinde de baskı oluşturarak iç piyasalarda fiyat istikrarını zorlaştırabilir. Dış borcun yönetimi konusunda Türkiye’nin aldığı tedbirler ve politikalar da önemlidir. Özellikle, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan borç yönetimi stratejileri, dış borcun sürdürülebilirliği ve yönetilebilirliği açısından kritik rol oynamaktadır. Bu stratejiler arasında borcun yeniden yapılandırılması, uzun vadeli borçlanma hedefleri, faiz oranlarının yönetimi ve döviz rezervlerinin artırılması gibi önlemler bulunmaktadır. Sonuç olarak, dış borç, Türkiye ekonomisinin makroekonomik dinamikleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olan karmaşık bir konudur. Eulerpool olarak, dış borç verilerini analiz ederek, Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve gelecekte karşılaşabileceği riskleri daha iyi anlamanızı sağlamayı amaçlıyoruz. Dış borcun doğru yönetilmesi, ekonomik büyümeyi desteklerken, mali istikrarın korunmasına da katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, dış borcun sürdürülebilirliği ve yönetimi konularında atılacak her adım, Türkiye'nin ekonomik geleceği için büyük önem taşımaktadır.