Hayatının en iyi yatırımlarını yap

2 €'dan başlayarak güvence altına alın
Analyse
Profil
🇧🇦

Bosna Hersek İşsizlik Oranı

Hisse Senedi Fiyatı

13,6 %
Değişim +/-
+0,5 %
Yüzde Değişim
+3,75 %

Bosna Hersekdeki mevcut İşsizlik Oranı değeri 13,6 %. Bosna Hersekdeki İşsizlik Oranı, 01.06.2023 tarihinde 13,1 % olduktan sonra, 01.09.2023 tarihinde 13,6 %'ye yükseldi. 01.12.2006 ile 01.12.2023 arasında, Bosna Hersekdeki ortalama GSYİH 20,02 % idi. Tüm zamanların en yüksek seviyesi 01.12.2006 tarihinde 31,10 % olarak kaydedilirken, en düşük değer 01.12.2023 tarihinde 12,70 % olarak kaydedildi.

Kaynak: Bosnia and Herzegovina Agency for Statistics (BHAS)

İşsizlik Oranı

  • 3 Yıl

  • 5 Yıl

  • 10 Yıl

  • 25 Yıl

  • Max

İşsizlik oranı

İşsizlik Oranı Tarihçe

TarihDeğer
01.09.202313,6 %
01.06.202313,1 %
01.03.202313,3 %
01.12.202214,3 %
01.09.202214,8 %
01.06.202215,7 %
01.03.202216,7 %
01.12.202116,1 %
01.09.202116,4 %
01.06.202118,1 %
1
2
3

İşsizlik Oranı ile Benzer Makro Göstergeleri

AdıGüncelÖncekiFrekans
🇧🇦
Alım oranı
49 %48,4 %Çeyrek
🇧🇦
Asgari ücretler
596 BAM/Month596 BAM/MonthYıllık
🇧🇦
Çalışanlar
847.865 853.166 Aylık
🇧🇦
İmalattaki Ücretler
1.649 BAM/Month1.614 BAM/MonthAylık
🇧🇦
İşsiz Kişiler
328.674 325.568 Aylık
🇧🇦
İstihdam oranı
42,5 %41,9 %Çeyrek
🇧🇦
Kayıtlı işsizlik oranı
29,35 %28,74 %Aylık
🇧🇦
Maaş artışı
11,2 %7,6 %Aylık
🇧🇦
Maaşlar
2.159 BAM/Month2.157 BAM/MonthAylık
🇧🇦
Nüfus
3,427 Milyon. 3,434 Milyon. Yıllık
🇧🇦
Ortalama Haftalık Saatler
41,8 Hours42 HoursÇeyrek
🇧🇦
Tam zamanlı istihdam
1,221 Milyon. 1,163 Milyon. Çeyrek
🇧🇦
Yarı zamanlı iş
33 30 Çeyrek

Bosna Hersek'te işsizlik oranı, toplam aktif nüfus içindeki işsiz kişilerin payıdır.

İşsizlik Oranı nedir?

İşsizlik Oranı: Türkiye’nin Makroekonomik Görünümü İşsizlik oranı, bir ülkenin ekonomik sağlığını değerlendirmek için kullanılan en kritik makroekonomik göstergelerden biridir. Eulerpool olarak, ekonomik verileri en doğru ve detaylı şekilde sunmayı misyon edinmiş durumdayız. Bu doğrultuda, işsizlik oranının ne olduğunu, nasıl hesaplandığını, ekonomik anlamda ne ifade ettiğini ve Türkiye özelinde bu oranın nasıl yorumlanabileceğini ele alacağız. İşsizlik oranı, bir ekonomide iş gücünün ne kadarının işsiz olduğunu gösteren bir ölçüttür. İş gücü, çalışanlar ve iş arayanlardan oluştuğundan, işsizlik oranı hesaplanırken işsiz sayısı toplam iş gücüne bölünür ve yüzdelik olarak ifade edilir. Örneğin, bir ülkede 10 milyon insan çalışıyorsa ve 1 milyon insan işsizse, işsizlik oranı %10 olarak belirlenir. İşsizlik oranı, birçok farklı faktörün etkisi altında değişebilir ve bu faktörlerin analiz edilmesi ekonomistler ve politika yapıcılar için büyük önem taşır. Örneğin, ekonomik durgunluk dönemlerinde işsizlik oranları genellikle artar çünkü işletmeler maliyetlerini düşürmek amacıyla işçi çıkarmalara gitmek zorunda kalır. Tersine, ekonomik büyüme dönemlerinde yeni iş fırsatları yaratıldığından işsizlik oranları düşebilir. Türkiye’de işsizlik oranı, her ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilerle takip edilir. TÜİK, bu oranı belirlemek için hanehalkı işgücü anketleri düzenler. Bu anketlerde, iş gücünde bulunan ve çalışmak isteyen, ancak iş bulamayan kişilerin sayısı tespit edilir. TÜİK'in verileri oldukça kapsamlı olup, işsizlik oranının bölgesel, yaş ve cinsiyet bazında da analizine imkan tanır. Türkiye’de işsizlik oranları tarihsel olarak dalgalı bir seyir izlemiştir. Örneğin, 2008 küresel ekonomik kriz dönemi ve sonrasında işsizlik oranları ciddi artışlar göstermiştir. Son yıllarda da ekonomideki belirsizlikler ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar gibi çeşitli faktörler işsizlik üzerinde etkili olmuştur. İşsizlik oranının yüksek olması, yalnızca bireyler ve aileler için değil, aynı zamanda genel ekonomi için de olumsuz sonuçlar doğurur. İşsizliğin yüksek olduğu dönemlerde tüketici harcamaları genellikle azalır, bu da işletmelerin gelirlerinde düşüşe yol açar. Ayrıca işsizlik, sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki baskıyı artırır ve kamu harcamalarının artmasına neden olarak devlet bütçesi üzerinde ek yük oluşturur. Bunun yanında, yüksek işsizlik oranları sosyal huzursuzluklara ve suç oranlarında artışa da neden olabilir. Türkiye’de işsizlik oranlarının düşürülmesi için çeşitli politikalar uygulanmaktadır. İşsizlik sigortası, kamu istihdam projeleri, mesleki eğitim programları ve teşvik yasaları bu politikaların başında gelir. Özellikle genç işsizlik oranının yüksek olduğu Türkiye’de, gençlerin iş gücüne katılımını artırmak ve nitelikli iş gücünü desteklemek amacıyla mesleki eğitim ve staj programları öne çıkmaktadır. Şüphesiz ki, işsizlik oranını düşürmek kolay bir iş değildir ve uzun vadeli, istikrarlı büyüme ve yapısal reformlar gerektirir. Bu bağlamda, eğitim sisteminin ekonomik ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden yapılandırılması, inovasyon ve teknolojik gelişmelerin teşvik edilmesi, iş dünyasında esnekliğin artırılması gibi adımlarla iş gücünün verimliliği artırılabilir. Türkiye’de işsizlik oranının analizi yapılırken, uzun vadeli eğilimler kadar kısa vadeli değişimlere de dikkat etmek gerekir. Örneğin, tarım sektöründe mevsimsel işsizlik gibi faktörler dönemlik dalgalanmalara neden olabilir. Mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranları, bu tür dalgalanmaları hesaba katarak daha istikrarlı bir değerlendirme sağlayabilir. Sonuç olarak, işsizlik oranı bir ülkenin ekonomik sağlığını ortaya koyan önemli bir göstergedir ve aynı zamanda sosyal politikaların şekillendirilmesinde kritik bir rol oynar. Eulerpool olarak, işsizlik oranının kapsamlı bir analizini sunarak, Türkiye ekonomisi hakkında daha derinlemesine bilgi sahibi olmanızı hedefliyoruz. Bu verilerin doğru yorumlanması, ekonomik karar alma süreçlerinde ve politika geliştirme aşamalarında büyük fark yaratabilir. Eulerpool, kullanıcılarına en güncel ve doğru makroekonomik verileri sunarken, ekonomik analiz ve değerlendirmelerde güvenilir bir kaynak olmayı amaçlamaktadır. Türkiye’de işsizlik oranı verilerini takip etmek ve bu verileri anlamlandırmak, ekonomik açıdan daha bilinçli ve stratejik kararlar almanızı sağlayabilir. İşsizlik oranının nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm yollarını anlamak, ekonomik sürdürülebilirlik ve toplumsal refah açısından da büyük önem taşır.